Ergenlik, yaygın olarak “çok önemli bir kriz dönemi” diye bilinir ve ergenlik deyince aklımıza genellikle “isyan, buhran, problemler, asi davranışlar ve çatışmalar” gelir. Elbette küçük çocukluktan, yetişkinliğe doğru adım atılan bu değişim ve dönüşüm dönemi aynı zamanda bu tür “krizlerin” de en fazla yaşanabildiği dönemdir. Çünkü bir yandan korunmaya ve esirgenmeye ihtiyaç duyan; bir yandan da bağımsızlaşma arzusu ve kısmen de potansiyeli taşıyan çocuğunuz; sizin tarafınızdan anlaşılmak ve kabul edilmek isterken, aynı zamanda anlaşılması zor davranışlar sergileyebilir. Hem “özgür olmak” isteyebilir, hem de özgürlüğün getirdiği “kendi yaşamını planlama, geleceğini düşünme, güvenliğine dikkat etme” gibi sorumlulukları kabul etmek istemeyebilir. Bu dönem gençler için genellikle yeni deneyimler, keşif ve heyecanı barındırırken, ebeveynler için daha çok kaygı ve biraz da “eyvah, çocuğumun kontrolünü kaybediyorum, ne yapmalıyım” endişesini yaşatabilen bir dönemdir. Peki her çocuğun ergenlik dönemi krizlerle mi geçer? Ya da her çocuk ergenlik döneminde asilik, hırçınlık, ebeveyne karşı çıkma gibi davranışlar mı sergiler?
Çevrenizdeki gençlere şöyle bir bakın; bazıları ergenlik döneminde daha dışa dönük, konuşkan ve girişken davranabilirken, bazıları içe döner, sessizleşir ve durgunlaşır. Bazı gençler ergenlik döneminde “çok iyimser ve hayalci” olabilirken, bazıları “son derece kötümser ve geleceğinden umutsuz” olabilir. Peki ebeveynler birbirinden çok farklı davranışlar sergileyebilen çocuklarına nasıl yaklaşmalıdır?
Günümüzde ergenlik döneminde anne-babaların gençlere nasıl davranmaları gerektiğini anlatan çok sayıda kitap ya da internet sitesi bulabilirsiniz. Ancak burada yazılanları okumak sizin için beklediğinizin aksine daha fazla kafa karıştırıcı olabilir. Örneğin bir kitapta “çocuğunuzla arkadaş gibi olun” yazarken, başka bir kitapta “sınır koyun” yazdığını görebilirsiniz. Peki hangisi doğrudur? Ya da bu yazılarda yazan bilgiler her çocuk-her aile için uygun mudur? Bu tür kitaplarda ya da internette yazan bilgilerin bir kısmı doğru olsa da , ancak her çocuk ve aile için uygun değildir! Burada asıl önemli olan “sizin çocuğunuzun bu dönemde neye ihtiyaç duyduğudur”.
TRAVMA
Travma, günlük yaşantımızda sık kullanılan kelimeler arasına girmeye başlarken, sadece stres düzeyini arttıran olaylara verdiğimiz ad olabilmekte; buna karşın, günlük rutini bozan, ani ve beklenmedik bir şekilde gelişen, dehşet, kaygı ve panik yaratan, kişinin anlamlandırma süreçlerini bozan olaylar, travmatik yaşantılar olarak tanımlanabilmektedir.
AİLE İÇİ ÇATIŞMA
Ergenin davranışlarına rehberlik edecek değerleri kazanması ve sosyal yönden sorumluluklarını öğrenmesi konusunda yardıma gereksinimi vardır. Bu gereksinimi karşılayan ve ergenin yaşamında etkili olan toplumsal kurum, ailedir.
AKRAN ZORBALIĞI
Ebeveynleri, sık sık çocuklarının yanlış arkadaş seçimlerinden ya da arkadaşlarının teşviki ile yaptığı hatalı davranışlardan söz ederken duyarız. Peki çocuk ve gençler neden akranların etkisiyle hata yaparlar.
ÖFKE KONTROL BOZUKLUĞU
Hastalığa değil de kişilik özelliklerine bağlı olanların tedavisi daha uzun sürelidir. Öfkeli olduklarını kabul etmeyebilir . Ya da kabul etseler bile çevrelerindeki insanların hak ettiklerini düşünebilirler. Haklı olsa bile tepkilerinin aşırı olduğunu fark etmezler.
YEME BOZUKLUĞU
Bu bireylerde anoreksiyadaki gibi vücut algısında bozulma ve kilo almadan korkma yoktur ama depresyon ve yaygın kaygı gibi diğer sorunlarla beraber gıda almada ciddi azalma, kilo kaybı ve gelişim geriliği vardır. Tedavisi oldukça zor olabilen bir bozukluktur.
SOSYAL FOBİ
ERGENLİK, son çocukluk döneminden sonra gelen sancılı bir süreçtir. Genellikle 11- 20 yaş arası ergenlik dönemi olarak kabul edilir. Başlamasından ve bitimine kadar çocukluk döneminden çıkıldığı için hormonel, fiziksel, psikolojik değişiklikler olur.
SOSYAL MEDYA BAĞIMLILIĞI
Yapılan araştırmalara göre, ergenlik dönemindeki kişilerin internet bağımlısı olmasının temel nedeni sosyalleşmek istemelerinden kaynaklanmaktadır. Okulda ya da evin çevresinde yeterince sosyalleşemeyen kişiler, sosyal medya ortamında arkadaşlarıyla iletişim haline girerek bu isteklerini yerine getirmeye çalışıyor.
TRAVMA SONRASI STRES BOZUKLUĞU
TSSB’si olan ergenler olayı hatırlatan duygu, düşünce ve davranışlardan bilinçli olarak kaçmaya başladıkça sosyal çekilme görülebilir ve okul başarısını düşürecek kadar etkin hale gelebilir.Daha önce başarılı olduğu aktivitelerde düşme, yeni aktivite kazanmada isteksizlik ve gerici, rahatsız edici düşüncelerle uğraşı sonucu aşırı öfkeli, tepkisel davranışlar sergileyebilir.
Ergenlik Döneminin Sorunsuz Geçmesi Mümkün Müdür?
Bu güne dek her ne kadar pek çok uzman “kriz yaşanmayan bir ergenliğin” bir başka problemli durumu ifade edebileceğini söylese de ergenlik=çatışma ve problem demek doğru değildir. Çünkü, çocuğunu “yeterince tanıyan”, onun doğuştan gelen olumlu potansiyellerini bilen ve bu potansiyelleri sergilemesi için uygun bir psikolojik ortam oluşturabilen, diğer yandan çocuğunun “olumsuzluğa açık riskli özelliklerini” tanıyan anne babalar, çocuklarının ergenlik dönemini “bir kriz dönemi olarak” geçirmesini önleyebilirler.
- Peki çocuğunuzun olumlu potansiyel özelliklerini nasıl bilebilirsiniz?”
- “Çocuğunuzun olumlu potansiyellerini ortaya çıkartacak biçimde sağlıklı kişilik gelişimine nasıl destek olabilirsiniz?”
- “Çocuğunuz için hangi yaklaşımın uygun olduğuna nasıl karar verebilirsiniz?”
- “Çocuğunuzun hangi riskli özelliklere sahip olduğunu nasıl bilebilir, bu özellikleri sergilemesini nasıl önleyebilirsiniz?”
İşte bu noktada Dokuz Tip Mizaç Modeli uzmanları olarak bizler, daha ilk görüşmede çocuğunuzun olumlu potansiyel ve olumsuzluğa açık riskli özelliklerinin kaynağı olan mizaç tipini tespit ediyoruz. Böylece sizin çocuğunuzun yaşama dair algı, arayış, ihtiyaç ve motivasyonlarını belirleyerek yaşadığınız aktif krizin çözümüne odaklanıyor ve çocuğunuzla ‘yaşam boyu’ sağlıklı bir iletişim köprüsü kurmanıza yardımcı oluyoruz. Ergenlik problemleriyle çalışırken; hem çocuğunuzun olumlu potansiyellerinin ortaya çıkmasını destekleyip, olumsuzluğa açık riskli özelliklerini önlemeye yardımcı oluyoruz hem de siz ebeveynlerin kendi ihtiyaçlarınızı duymanıza, yaşadığınız krizleri anlamlandırmanıza katkıda bulunuyoruz.
Bireyin kendisini ve dünyayı anlamlandırdığı, yaşamdaki amacını sorguladığı ergenlik dönemi önemli bir ‘geçiş dönemi’dir. Amacımız her ergen için, doğuştan getirdiği mizaç tipinin ihtiyaç ve algısına uygun olarak bu dönemi sağlıklı bir temelde geçirmesine eşlik etmektedir. Çocuğunuzla yaşadığınız krizler artık sizde bir fırtına etkisi yarattıysa, merkezimizde birlikte gökkuşağını seyretmenin vakti gelmiş demektir. Sizin ve çocuğunuzun psikolojik ihtiyaçlarına göre danışmanlık seanslarımızı zaman zaman çocuğunuzla baş başa, zaman zaman da tüm aile bir arada yürütüyoruz.
Ergenler ve aileleriyle yürüttüğümüz danışmanlık süreçlerinde sıklıkla üzerinde durduğumuz konu başlıkları Ergenler ve aileleriyle yürüttüğümüz danışmanlık süreçlerinde sıklıkla üzerinde durduğumuz konu başlıkları;
- Ergenle iletişim
- Kimlik kazanma
- Sorumluluk almayı isteme, sorumluluklarını yerine getirme
- Uyum Problemleri
- Anne-baba ile iletişim
- Davranış problemleri
- Bağımlılık problemi ilgili sorunlar (anne-baba, bilgisayar, madde,vb.)
- Ders Çalışmama
- Sınav kaygısı
- Stres ile baş edememe
- Dikkat eksikliği
- Konsantrasyon güçlüğü
- Sosyal fobi, çekingen kişilik
- Yeme sorunları
- Mutsuzluk, keyifsizlik, isteksizlik
- Kendine güven sorunu
- Tikler, tırnak yeme, takıntılı davranışlar
- Cinsel rol karmaşası ve Cinsel problemler
- Masturbasyon ve diğer cinsel davranışlar.