Sosyal Fobi

ERGENLİK, son çocukluk döneminden sonra gelen sancılı bir süreçtir. Genellikle 11- 20 yaş arası ergenlik dönemi olarak kabul edilir. Başlamasından ve bitimine kadar çocukluk döneminden çıkıldığı için hormonel, fiziksel, psikolojik değişiklikler olur. Bu değişiklikler çocuğun yetişkinliğe adım atmasını da beraberinde getirir. Kimi çocuk bu sancılı dönemi daha zor atlatır, kimi daha kolay geçirebilir. Aşırı panik yaşayan, kaygılı, korkulu ailelerin çocukları daha başkaldıran ve nerede ne yapacağını bilemez nitelikte davranışlar sergileyebilir. Aksine daha sağduyulu ailelerin çocukları da bazen sosyal fobik bir yapılanma ile karşımıza çıkabilir. Bu da çevre tarafından sıkıntıların oluşmasına neden olur. Aileler yaşanan durumu kendilerine problem haline getirdikçe, çocuk için sorun daha fazla büyüyebilir.

Aşağı yukarı ilköğretim sekizinci sınıf ve lise birinci sınıf dönemlerine denk gelir ergenlik süreci. Birkaç sene bu ergenlik dönemini tamamlanana kadar devam edebilir. Sosyal fobide görülen en önemli belirtiler; komik duruma düşme korkusu, rezil olacağım düşüncesi, herkesin içinde küçük düşeceğim düşüncesi, beceriksiz olduğum herkes tarafından anlaşılacak gibi düşüncelerdir. Bedensel belirtiler ise; yüz kızarması,terleme, kalp çarpıntısı, terleme, gerginlik, midede rahatsızlık, nefes daralması, mide ve karın ağrıları, bayılma hissi, baş dönmesi, kulak çınlamasıdır.
Zaman geçtikçe ergenlik döneminde görülen bu belirtiler, ergenliğin sonlarına doğru kaybolur. Yerine başka belirtiler gelir. İlk dönemlerde sosyal fobisi olan çoğu genç şu türden sıkıntılar yaşar. Her yerde herkesin kendisine baktığını düşünüp bu durumdan rahatsızlık duyar. Okula gittiğinde karşı cinsinden bir arkadaşı bir soru sorduğunda, utanç duygusu yaşar. Terleme ve kızarma gibi sık rastlanılan rahatsızlıklar gösterir.

 

Sosyal Fobisi Olan Ergen Sürekli Kaygı Taşır

Ergenlerde sosyal fobi, onların sosyal ortamlarda performans göstermeleri gerektiği zamanlarda ve yabancı oldukları kişilerle konuşurken beklenen kaygının üstünde bir kaygı göstermeleridir. Bu kaygı, kişide çarpıntı, el terlemesi, göz kararması gibi belirtilere neden olmaktadır. Sosyal fobi yaşayan ergen, yaşadığı yüksek kaygı ve stresten dolayı aile ve öğretmenlerinin kendisinden beklenti ve becerilerini yeterince yerine getirememektedir. Bu durum ergenin sosyal ve okul başarısını olumsuz yönde etkilemektedir.

Kaygı kişiyi pek çok tehlikeli durumdan koruduğu için belirli bir dereceye kadar faydalıdır.  Fakat kaygı derecesi belli bir düzeyin üstüne çıkarsa kişi yapmak istediklerini, “rezil olacağım, komik duruma düşeceğim, herkes hiçbir işe yaramadığımı düşünecek, kimse benimle arkadaşlık etmeyecek” şeklindeki düşünceleri nedeniyle yapamaz. Sosyal fobi taşıyan ergen, bu güvensizlik nedeniyle okul ve sosyal hayatında öğretmenlerinin ve anne-babasının kendisinden beklediği sorumluluklarını yerine getiremeyeceğinden tedavi sürecine başlanması önem taşımaktadır.

 

Hemen ara!    0262 332 18 41

Randevu al!    0530 799 73 41

Call Now Button