Çocuklarımız ve İletişimimiz onları daha öğrendiğimiz ilk anda bizlerle iletişim kurmaya başlarlar. Kendilerini anlatma, ifade etme ihtiyacı duyarlar. Anne karnında tekmeyle, ilk doğdukları anda çıkardıkları ses ve ağlamalarla, sordukları sorularla bizleri anlamak ve kendilerini ifade etmek isterler. Bizleri örnek alır adeta bir ayna gibi yansıtırlar. Ancak bazen bizler çocuktur anlamaz ya da çocuk bu ne dediğini bilmiyor deriz. Aslında her şeyi bilir ve anlarlar. Önemli Olan onlarla doğru iletişim kurarak, ifade becerimizi onlara uyarlamak.
Çocuklarımızın da duygu ve düşünceleri olduğunu unutmamamız gerekiyor. Kendilerini ifade etmeleri için fırsat vermeliyiz. Bir şey anlatmak istedikleri tıpkı bir yetişkinle konuşuyormuş gibi onlarla göz teması kurarak ve tüm ilgimizi onlara vererek dinlemeliyiz. Bu davranışımız kendisinin ve fikirlerinin önemli olduğunu hissettirecektir. Sevgi dolu ve düşündüklerini kabul etmeye hazır olarak yaklaşmalıyız. Bağırmak, kızmak, düşündüğünün saçma olduğunu söylemek çocuklarda ‘beni anlamıyor, ben istenmiyorum’ gibi düşüncelere sebep olabilir. Bu da onların içe kapanmalarına, bizlerden ve sosyal çevrelerinden uzaklaşmalarına yol açar. Yaptıkları davranışı neden yaptığını sormak ve altında yatan sebebi keşfederek çözüme ulaştırmak önemlidir. ‘Bana anlatır mısın neden böyle davrandın? Şuan ne hissediyorsun? Seni anlıyorum, nasıl bir çözüm bulabiliriz?’ ifadelerini kullanmak doğru olacaktır. Daima duygularını sorun. Ne hissettiğini bilmek, çocuklara yaklaşımınıza yardımcı olacaktır.
Çocuklarımız ile olan iletişimimizde sınırlar tabi ki olmalıdır. Olumsuz, özellikle vurma ve itme gibi zarar verebilecek davranışlara sınır koyabilirsiniz. Ancak sınırları koyduğunuzda herkesin uyması önemlidir. Çocuğunuz için değil sınırlar her aile ferdi için geçerli olmalıdır. Bu yüzden tutarlı olmakta çok önemlidir. Çocuğumuza sınır koyduğumuz bir davranışı ilk başta yapmayıp sonra yapmak tutarsız olacak ve çocuğumuz üzerinde olumsuz etki gösterecektir. Dürüst ve destekleyici olmak, çocuklarımıza yasaklar koymadan özgür bırakmak onlara kendilerini ifade edecek alan sunmaktır. Sınır olmalı ancak yasaklar olmamalıdır. Çocuklarımıza özgür ve güven dolu alanlar sağlamak onların gelecek yaşamını da olumlu yönde etkileyecektir. Çocuklarımıza karşı gözlemci olursak ve empati yeteneğimizi geliştirerek farkındalığımızı arttırırsak sevgi ve iletişim bağımız da güçlü olacaktır.
Bir yanıt yazın