Vajinismus bir hastalık değil, cinsel işlev bozukluğudur. Bu bozukluğun kökeninde endişe, korku ve kaygı bulunmaktadır. Vajinismus cinsel birleşmeye dair korku ve kaygıları olan kadının birleşmeden korunma ve savunma mekanizmasıdır. Vajinismus korku ve kaygıların görünen yüzüdür.Kasılmalar önce düşüncede başlar vajinada devam eder. Düşüncede başlayan vajinismus kadını seksi reddetmeye kadar götürür ve her cinsel birleşme deneme sürecinde kadını hep aynı kasılma noktasına getirir. Oysa ki vajinayı kasan beyin komutudur. Vajina sağlıklı ve masumdur.Vajinismus KADER değildir. Cinsel danışmanlık ile %100 çözülebilir.
Kız çocukları daha küçük yaşlardayken ‘Kapat eteğini bacağın görünecek’ gibi güvendikleri ve inandıkları aile büyüklerinin uyarılarıyla kendilerini kapatmaları gerektiğini öğrenirler.Bu öğrenmeleri cinsellikle ilgili masumca bir soru sorduklarında azarlayıp küstürüldüklerinde, sadece eteklerini değil, kendi bedenlerine olan ilgilerini ve meraklarını da kapatarak pekiştirirler. Kendi mahremiyetlerini büyük...
Daha fazla oku
EVLİLİKTE SAĞLIKLI İLETİŞİM
Evlilikler hepimizin bildiği gibi bir hayatı birlikte sürdürebilmek ve hayatın getirmiş olduğu sorumlulukları paylaşabilmek amacıyla kurulur. Tabi nesilden nesile yaşam sürdürebilmek ve nesli devam ettirebilmek de vardır. Toplumsal yönüyle baktığımızda ise evlilik, acı-tatlı birçok olayın yaşanabileceği ve böyle zamanlarda da yanı başımızda elimizi uzatabileceğimiz bir eş bulmanın diğer bir adıdır.
Evliliklerdeki en önemli konu eşler arasındaki iletişimdir. Çünkü aynı hayatı paylaşan insanlardan bahsettiğimizde iletişim önemli bir hal alır. Eşlerin birbirlerine duygu ve düşüncelerini dürüstçe ifade edebilmesi çok önemlidir. Ancak bunu yaparken nezaket kuralları çerçevesinde kırıcı olmamaya özen gösterilmelidir. İletişimde paylaşılmak istenen duygu ve düşünce kadar bunun karşı tarafa nasıl...
Daha fazla oku
Evlilik birbirleri ile bağ kurmuş iki bireyin hayatlarını resmi olarak birleştirmeleri şeklinde tanımlanabilir. Evliliği sürdürmek ve uyum sağlamak kişilerin elinde olan bir durumdur.Kimse boşanmayı düşünerek evlenmiyor. Uzun yıllar evli kalmayı hayal ediyor ama birçok çift birkaç yıl sonra şikayetlere başlıyor. “Evliliğim sıradanlaştı”, “Aşk bitti”, “İlk günlerin heyecanı, özlemi kalmadı”, “Aslında birbirimizi seviyoruz ama eski muhabbetimiz yok, birbirimizi sürekli eleştiriyoruz”, “Çok sık tartışıyoruz, birbirimize karşı daha gergin ve daha az toleranslıyız”, “Evliliği beceremiyoruz” diye şikayet edebilirsiniz. Etrafınızda onlarca kişi boşanırken, siz anne ve babalarınız gibi uzun ve mutlu bir evlilik yapabilecek misiniz, yoksa bir hayalin peşinde mi koşuyorsunuz?Ayrı hayatlar sürdürmek evliliklerin...
Daha fazla oku
Hayatımızın her alanında ihtiyacımız olan sağlıklı sınırların romantik ilişkilerimizi sürdürmek üzerine etkisi vardır. Sağlıklı sınırlar kendi benliğimizi korumak, sorumluluklarımızı bilmek, kendi ve karşımızdaki kişinin bireysel alanına saygı duymak için önemli bir yere sahiptir. Bazı ilişkilerde çiftler her şeyi birlikte yapar sürekli birliktedir. Yine bazı çiftlerin ise çok nadir bir arada olduğu, ortak paylaşım alanlarının olmadığını gözlemleriz. Aslında bu iki çift ilişkisi de sağlıklı değildir. İlişkilerin önemli ihtiyacı çiftlerin “Biz” olmasıdır. Ancak bazen “Biz” olmak kavramının yanlış anlaşıldığını görmekteyiz. “Biz” olmak demek “Ben” kavramını yok saymak değildir. Çünkü “Ben” alanını yok saydığımızda karşıdaki kişiye daha bağımlı olabilir ve “Biz” alanına zarar...
Daha fazla oku
Çiftlerin bazen yaşadıkları sorunları ve tartışmaları sertleştirebilirler ve onlara siyah bir gözlükle bakabilirler . Ümitsizlik ve çaresizlikle ilişkilerini mutsuzluğa mahkum edebilirler. Bazen de bu sorunları yumuşatabilirler ve onlara pembe bir gözlükle bakabilirler. Ümit ve mutluluk duygularıyla ilişkilerini keyifli bir sürece sokabilirler.
“Pembe gözlük ” takabilmek için neler yapmak gerekiyor ?
İlişkilerde sergilediğimiz davranışlarımızın doğruluğunu sorgulayıp düşündük mü hiç? Kadın-Erkek ilişkileri aslında sistematik bir şekilde kurulur ve karşılılık ilkesi ile ortaya çıkar. Yani benim tavırlarım ve davranışlarım senin davranışlarını etkiler. Bu bir etkileşimsel sistemdir ve bu noktada düşünce kalıplarımız önem kazanır. Düşünceler duygularımızı, duygularımız ise davranışlarımızı doğurur. Eğer yanlış olan davranışlarımız değişmez ise...
Daha fazla oku
Günümüzde çiftlerin ortak noktalarından birisi de mutlu bir evliliklerinin olmasıdır. Evlilik yaşamları süresince her çiftin kendilerine göre hayal ve istekleri olmaktadır. Evliliklerde çiftlerin kendilerini birbirlerine karşı ne kadar yakın hissettikleri ve ne kadar bağlı oldukları uzun süre boyunca devam etmesindeki en önemli etkenlerdendir. Kurulan güçlü iletişim, arada yaşanan anlaşmazlıkların yapıcı bir şekilde çözümlenebilmesi, her iki taraf içinde tatmin edici bir duygusal yakınlığın olması, iyi ve mutlu bir evliliğin temel taşlarındandır. Aynı zamanda maddi olarak gelgitler yaşamayan çiftlerin gelmiş oldukları aileleri ile de olumlu ilişkilerinin olması da evliliklerin uzun ve mutlu bir şekilde sürdürülmesi ile ilişkili olmaktadır.
Olumsuzlukla sonuçlanan evliliklere bakıldığında özellikler erken...
Daha fazla oku
Bireylerin sergilediği davranışlar ve cinsellik algıları içinde bulunulan sosyolojik, psikolojik, fiziki koşullardan etkilenmektedir. Bireyler içinde yaşadıkların kültürün değer yargılarını benimserler ve bu cinselliğe bakış açılarında farklılıklar yaratır. Kadınlara eski yıllardan beri kendilerini kapatmaları, cinsellikle ilgilenmemeleri öğretilmiştir. Cinsel ilgileri ve ilişkileri kısıtlanarak, kınanır şekilde bakılmıştır. Cinsel isteklerini saklamaları, sadece eşlerine yanıt verebilir olmaları öğretilen kadınlar ilişki sırasında rahat olamamaktadır. Buda akıllardaki 'Bir kadın neden cinsellik istemez?' sorusuna cevap olmaktadır. Bu şekilde yetişen kadınlarda başta vajinismus olmak üzere disparoni, cinsel isteksizlik, uyarılmama, orgazm bozukluğu gibi pek çok psikolojik bozukluğa yol açar ve cinsellikte sorunlar başlar.
Kadın yetiştiği sosyal çevre ve kültür, kızlık zarını...
Daha fazla oku
Evlilik şüphesiz yaşamımızın en zor kararlarından birisidir. Çünkü ömür boyu aynı insanla yaşamayı seçeriz. Aşk, sevgi, saygı ve fedakarlık evliliğin olmazsa olmaz unsurlarıdır. Evlilik de tüm kararlarımız ve hayatımız iki kişi üzerine kuruludur. Bir evin içerisinde iki farklı insan olarak hayata yeni bir yerden başlamış oluruz. Aile olabilmek biz olmayı gerektirir. Çağımız gereğince dünya maalesef ki artık bireyselleşmeye gitmekte. Eskiden insanlar birlikte yardımlaşıp, sohbet eder, birlikte hareket ederlerdi. Yani yaşamın zorlukları bireylerin beraber hareket etmelerini gerektirmekteydi. Şimdi ise gelişen teknoloji sayesinde günlük işlerimizi yapmak çok fazla kolaylaştığı için başkalarına ihtiyaç duymaya biliyoruz. Bu da paralelinde bireyselleşmeyi getirmekte. İnsanlarla vakit geçirmekten...
Daha fazla oku
Cinsel işlev bozuklukları, kadınlarda; cinsel istek azlığı, cinsel tiksinti bozukluğu, uyarılma ve orgazm bozukluğu, vajinismus ve ağrılı cinsel birleşme sorunlarından; Erkeklerde ise, cinsel istek azlığı, cinsel tiksinti bozukluğu, erektil disfonksiyon (sertleşme güçlüğü), erken boşalma ve diğer boşalma bozuklukları ile ağrılı cinsel birleşme sorunlarından oluşmaktadır.
Cinsel işlev bozuklukları çok sık rastlanan sorunlardır. Yapılan çalışmalar, kadın ya da erkek ayırımı olmaksızın, en az her üç kişiden birinin yaşamlarının herhangi bir dönemlerinde en az bir cinsel işlev bozukluğu yaşadığını ortaya koymaktadır.
Cinsel istek azlığı
Genel olarak, kadınlarda erkeklere oranla daha sık görülmektedir. Hatta, ülkemizde, kadınlar arasında en sık görülen cinsel işlev bozukluğu "cinsel istek azlığıdır." Ancak,...
Daha fazla oku
Bir ilişkiyi özel kılan noktalardan bir tanesi fiziksel yakınlık ve tensel temastır. Evlilik sürecinde bu yakınlıkların bazı dönemlerde az bazı dönemlerde yoğun olması doğal karşılanan bir süreçtir. Ama bazı çiftlerde özellikle çocuk sahibi olduktan sonra bu tensel temaslar göz ardı edilebilmektedir. Bu durum ilerlediğinde çözüme ulaştırılması gereken bir sorun haline gelebilmektedir. Fiziksel yakınlığın azalması iki taraf içinde uygun görülebilir bir konu ise bir sorun teşkil etmemektedir ancak genellikle bir taraf azalmasından ya da tamamen sonlanmasından üzüntü ve hayal kırıklığı yaşayabilir.
Evlilikte cinsel yaşamın azalması ya da tamamen bitmesi ile ilgili pek çok neden olabilir. Bu nedenlerin ilk başında sağlık faktörleri yer...
Daha fazla oku
Bir cevap yazın